Top
0(212) 247 21 02

ARABULUCULUK NEDİR?

Uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız bir üçüncü kişinin de katılımı ile tarafların uyuşmazlık konusunda anlaşmaya varmalarını ve çözümü kendilerinin üretmesini sağlayan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Bu kanunun amacı: hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir.

Taraflar dava açıldıktan sonra veya dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurabilirler. Arabuluculuk, zorunlu arabuluculuk ve ihtiyari arabuluculuk olmak üzere ikiye ayrılır.

Zorunlu arabuluculuk:  Hukuk uyuşmazlıklarında dava açmadan önce arabuluculuk yöntemine başvurulması bazı uyuşmazlıklarda dava şartıdır. Zorunlu arabuluculuk kapsamına giren davalarda arabuluculuk işlemi yapılmadan açılan davalar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilir.

7036 sayı 01/01/2018 tarihinden itibaren İş davaları ve 7155 sayı  06/12/2018 tarihinden itibaren ticari davalar zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil edilmiştir.

İhtiyari arabuluculuk:  Tarafların, zorunlu olmadığı halde kendi istekleri üzerine uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurmalarıdır.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK

7155 Sayılı 06/12/2018 tarihli yasa ile zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil edilmiştir.

Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.

Arabulucuya başvurulmadan Asliye Ticaret Mahkemelerinde dava açılamaz. Davanın açıldığının tespiti halinde herhangi bir işlem yapılmadan dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilir.

 

İŞ DAVALARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK

7036 sayılı 01/01/2018 tarihli yasa ile zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil edilmiştir.

Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Arabulucuya başvurulmadan İş Mahkemelerinde dava açılamaz. Davanın açıldığının tespiti halinde herhangi bir işlem yapılmadan dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilir.

İş davalarında arabuluculuk kapsamına giren konular şu şelikdedir;

  • İşe iade
  • Fazla mesai alacağı,
  • Yıllık izin, maaş, dini ve milli bayramlar
  • Kıdem ve ihbar tazminatı

alacaklarında arabuluculuk dava şartı olup direkt mahkemede dava açma yoluna gidilemez.

Arabuluculukta dava şartı aranmayan konular ise; İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarıdır. Bu konular ile ilgili birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

İşe iade davalarında zorunlu arabuluculuk: İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.

Tarafların anlaşması halinde,

  1. a) İşe başlatma tarihini,
  2. b) ücret ve diğer hakların parasal miktarını,
  3. c) İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci tazminatın parasal miktarını belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

ARABULUCULUK SÜRECİNDE İŞ DAVALARINDA ZAMAN AŞIMI

İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır.

 

  1. a) Kıdem tazminatı.
  2. b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.
  3. c) Kötüniyet tazminatı.
  4. d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.

 

Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Uyuşmazlığın çözümlenemediği durumda son tutanağın imza altına alındığı tarihten itibaren hak düşürücü süre yeniden işlemeye başlar.

İHTİYARİ ARABULUCULUK

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde ihtiyari arabuluculuk yöntemi uygulanabilir.

  • Boşanmanın mahkeme yolu ile gerçekleşmiş olması şartı ile boşanmadan doğan maddi ve manevi tazminat alacakları, (fakat önemle belirtmek gerekir ki arabuluculuğa elverişli olan aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar duruşmalı olarak gerçekleştirilir.)
  • Herhangi bir nedenle maddi ve manevi tazminat alacakları,
  • Miras davaları, (mal paylaşımı, muris muvazası, saklı pay nedeniyle tenkis, mal kaçırma)
  • Gayrimenkul, tapu tescil davaları,
  • İzale-i şüyu,

gibi davalar arabuluculuğa elverişli olup ihtiyari arabuluculuk yöntemi ile çözüme kavuşturulabilecektir.

MAHKEMENİN TARAFLARI ARABULUCULUĞA TEŞVİKİ

Hukuk Uyuşmazlıkları Kanunu m.13/1 fıkrasında mahkemenin tarafları arabuluculuğa teşvik edebileceği düzenlenmiştir. Kanun maddesi şu şekildedir;

“Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.”

Bu kanun maddesine benzer bir diğer hüküm ise HMK’nun 137. Maddesinde düzenlenen “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” Kanun maddesidir. Bu noktada hakim tarafların uyuşmazlığının az veya çok olmasına bakmaksızın tarafları sulhe teşvik edecektir.

ARABULUCULUĞUN TEMEL İLKELERİ

İradi olma ve Eşitlik İlkesi: Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Fakat dava şartı olan arabuluculuk hükümleri saklıdır.

Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.

Gizlilik: Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür.

Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar. Gizlilik tarafların birbirlerine ve arabulucuya karşı güven duymaları açısından getirilmiş en temel ilkelerdendir. Bu anlamda gizlilik ilkesi arabuluculuk sürecinde tarafların ve arabulucunun  birbirlerine karşı sır tutma yükümlülüklerinin olduğunu ve sürecin aleni olamamasını ve arabulucuya tanık olarak başvurulmayacağını ifade eder.

GİZLİLİĞİN İHLALİ

HUAK. M. 33 Bu Kanunun 4 üncü maddesindeki yükümlülüğe aykırı hareket ederek bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine neden olan kişi altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

33/2 Bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

ARABULUCULUK FAALİYETİNİN YÜRÜTÜLMESİ

HUAK M.15 Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler. Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür. Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz. Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.

ARABULUCULUK SÜRECİNİN SONA ERMESİ

Sürecin sona ermesi HUAK. M. 17 de 5 ayrı başlık altında düzenlenmiştir.

  • Tarafların anlaşmaya varması;
  • Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi;
  • Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi;
  • Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi;
  • Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.

Sürecin aşamalarında ilk oturum tutanağı, son oturum tutanağı, anlaşma belgesi veya anlaşamama belgesi düzenlenmesi gerekmektedir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır. Tutanaklar tarafların beyanları üzerine yazılır. Anlaşma olması halinde son tutanakta ve anlaşma belgesinde, anlaşmanın unsurları açık ve net şekilde belirtilmesi gerekmektedir.

TARAFLAR ARASINDA ANLAŞMA OLMAMASI DURUMU

Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.

TARAFLARIN ANLAŞMASI DURUMU

Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Taraflar anlaşma belgesinin içeriğini istedikleri gibi düzenleyebilirler. Anlaşma belgesi tarafların anlayabileceği ve tarafların iradelerini doğru anlatır biçimde kaleme alınması gerekmektedir. Kesin ve belirgin ifadeler kullanılmalıdır.

İCRA EDİLEBİLİRLİK ŞERHİ

HUAK m. 18/2 Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler.

Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir.

Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.

18/3 İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılır. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.

Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.