Top
0(212) 247 21 02

BİLİŞİM SUÇLARI NELERDİR?

Bilişim suçları, Türk Ceza Kanunu “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında ele alınmıştır.

Bilişim suçlarını kapsayan konular;

  • TCK 243. Md. Bilişim sistemine girme,
  • Md Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme, değiştirme,
  • TCK 245. Md Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması,
  • TCK 245/A. Md. Yasak cihaz ve program kullanımına yönelik ceza düzenlemeleri şeklindedir.

BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇU VE CEZASI

TCK 243/1 Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

243/2 Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

243/3 Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

243/4 (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bilişim sistemine girmek”, bir bilişim sisteminde bulunan verilerin bir kısmına veya tamamına, fiziken ya da uzaktan başka bir cihaz yoluyla erişilmesidir. Erişimi gerçekleştirmek için gevşek güvenlik önlemlerinden faydalanılabileceği gibi, var olan güvenlik önlemlerindeki boşluklar da kullanılabilir. Ağ üzerinden virüsler (komik resimler, kutlama kartları veya ses ve görüntü dosyaları gibi ekler halinde), truva atı (trojan horse), solucanlar, macro virüsü, gibi kullanılarak veya sistemin açık kapıları zorlanarak giriş yapılabilir. Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, aynı zamanda, “bilgisayara tecavüz”, “kod kırma” ya da “bilgisayar korsanlığı” olarak da tanımlanmaktadır. Bu suç, başkasına ait bilgisayarın açılarak içindeki verilerin görülmesi biçiminde olabileceği gibi, bir ağ aracılığıyla bilişim sisteminde oturum açılması yoluyla da işlenebilir. Girmede, iletişimin kablolu veya kablosuz olması ile mesafenin yakın ve uzak olması arasında da fark yoktur. Bir bilişim sistemine e-posta veya dosya gönderilmesi durumunda, bilişim sistemine girme söz konusu olmayıp yalnızca veri gönderildiğinden, bu durum girme kapsamında düşünülemez. Mağdurun kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine (windows,linux vs.), bir başka internet kullanıcısının, mağdurun rızası olmaksızın girmesi de suç oluşturacaktır.(Y.8.CD-E.2013/10402-K.2014/11836)

Bilişim sistemine girme suçu, sadece Windows, Linux gibi  işletim sistemlerini değil, Twitter, Facebook, Whatsapp, Instagram gibi sosyal medya programlarını da kapsamaktadır. Örneğin; kişinin Instagram hesabına izni olmadan şifresini kullanarak veya uzaktan şifresini kırma yöntemiyle erişim sağlamak bilişim sistemine girme suç unsurunu oluşturacak ve fail TCK 243 gereği cezalandırılacaktır.

Ancak mağdur tarafından, faile hesaba girme izni ve şifre verilmişse failin bilişim sistemine girmesi hukuka uygun hale geleceği için suç unsuru oluşmayacaktır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2015/12609 E. 2016/6810 K. (Karşı Oy)

Mevcut dosyasından yapılacak değerlendirmede katılanın beyanına tam olarak itibar etmenin mümkün olmadığı; hakkında HAGB kararı verilen sanık …’ın çalıştığı Ticaret Ltd. Şirketinin katılanın çalıştığı kurumun bilgisayarlarına girme yetkisini tartışmasız olduğu ve 20.12.2012 tarihli tutulan tutanağa göre, sanığın kendisini katılan doktormuş gibi tanıtıp, bilgisayardaki bilginin değişimini yaptırmaya çalıştığı …’ın bilgisayara girdikten sonra, sanığın katılan doktor olmadığını anlayınca işleme devam etmediğini dosya kapsamından kabulünde zorunluluk bulunduğu bu nedenle de değişiklik yapılmaya çalışılmadan işlemin sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.
O halde değiştirme teşebbüsünden söz edilemeyecek bu nedenle de çıkmadan önceki yaptırılan işlemlerden sorumlu olmasının gerekeceği, sanığın 37/2. maddesi delaletiyle yaptırdığı işlemin 
TCK 243. maddede tanımlanan suçu oluşturduğu gerekçesiyle eylem TCK 244/2-35 maddeleri kapsamında kabul eden sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 25.05.2016

Bilişim sistemine girme suçunun ispatı açısından IP adresinin tespiti oldukça önemlidir. Statik IP adresi ve Dinamik IP adresi olmak üzere iki tür IP adresi bulunmaktadır.

Statik (durağan) IP adresi: İnternet servis sağlayıcısı tarafından verilen ve değişmeyen IP adresidir.

Dinamik (değişken) IP adresi : İnternet servis sağlayıcısı tarafından kullanıcıya her internete bağlanmasında geçici olarak verilen IP adresidir.

Örneğin; cep telefonumuz ile başka bir internete erişim sağladığımız her an için telefonumuza yeni IP adresi tanımlanır.

IP ADRESİNİN TESPİTİ NASIL YAPILIR?

Öncelikle erişimi engellenen adresin şikayetçiye ait olup olmadığı tespit edilir. Daha sonra internet servis sağlayıcısına, adresin ne zaman oluşturulduğu, kim tarafından oluşturulduğu ve IP numarası sorulur.  IP adreslerinin yeterli olmadığı hallerde GSM şirketleri tarafından bir IP adresi, birden fazla kişiye PORT yapılarak verilebilmektedir. Bilgisayar içindeki her program, iletişim için ayrı birer port kullanmaktadır. Bu nedenle bilgisayardaki programların iletişimi için IP ve port numarası olmak üzere iki tane adres numarası gerekmekte, IP adresi Port numarası olarak gösterilmektedir. Tutulmasında yasal zorunluluk bulunmayan PORT bilgisine ulaşıldığında, birden fazla kişiye verilen IP nin, suçun işlendiği saatte kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi mümkün olmaktadır.(Y.8.CD-E.2013/4668K.2014/9860)

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2013/9756 E. 2014/11582 K.

“…Sanığın internet cafe çalıştırdığını, merkez bilgisayara bağlı 30 adet bilgisayar bulunup tek hat üzerinden internete bağlanıldığını, bu bilgisayarlardan böyle bir işlem yapılmış olabileceğini savunması karşısında; merkez bilgisayar ve buna bağlı başka bilgisayarın bulunup bulunmadığı, işlemin hangi bilgisayardan yapıldığı, merkez bilgisayarda suça konu işlemlere ilişkin bir kaydın bulunup bulunmadığı, GSM şirketi tarafından IP adresi yanında PORT numarası verilip verilmediği, PORT bilgisine ulaşıldığında birden fazla kişiye verilen IP’nin belirlenen saatte kim tarafından kullanıldığı tespit edilmeden ayrıca mağdurun kredi kartı bilgileri haksız olarak ele geçirilerek internet üzerinden kontör yükleme işlemi yapıldığı iddia olunduğundan, kontör yüklendiği belirlenen telefon hatlarının, suç tarihindeki hat sahipleri ve kullanıcıları araştırılıp, tanık sıfatıyla dinlenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, C.Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uy- gulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA),…”

SİSTEMİ ENGELLEME, BOZMA, VERİLERİ YOK ETME VEYA DEĞİŞTİRME

TCK 244/1 Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

244/2 Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişinin, sisteme kaydettiği verilerin yok edilmesi veyahut değiştirilmesi, sisteme erişiminin engellemesi ya da sistemin çalışmasını engellemek-bozmak suç unsurlarından herhangi birisinin işlenmesi durumunda TCK 244 maddesi hükmü gereği suç unsuru oluşacaktır.

Bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi TCK 244/1 hükmü gereği cezalandırılır.

Bilişim sistemindeki verilerin yok edilmesi, bozulması veya erişilmez kılınması sonucu oluşan suçta kişi TCK 244/2 hükmü gereği cezalandırılır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2018/8191 E. 2019/5454 K.

“…Dosya kapsamına göre, sanığın, www.sahibinden.com.tr isimli internet sitesindeki mağdura ait hesabın şifresini, onun bilgisi ve rızası dışında ele geçirip, değiştirerek, mağdurun bilişim sistemindeki hesabına erişimini engelledikten sonra, aynı hesap üzerinden cep telefonu satışı için ilan vermesi biçiminde sübutu kabul edilen eylemlerinin, TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve aynı Kanun’un 244/2. madde ve fıkrasındaki sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarını oluşturduğu gözetilmeksizin, yalnızca verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması;…

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hükmedilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA…”

BİLİŞİM SUÇUNUN  BANKA, KREDİ KARTI VEYA KAMU KURUMU ÜZERİNDE İŞLENMESİ

TCK M.244/3 Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Sisteme engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu, banka veya kamu kurumu üzerinden işlenmesi durumunda suçun nitelikli hali işlenmiş olacak ve failin cezası bu fıkra uyarınca yarı oranında artırılacaktır.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi  2017/15688 E. 2019/15288 K.

“…TC kimlik numarası ile sorgulama yaparak kişilerin adres ve nüfus bilgilerine ulaşılması ve mahrem bilgilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesinin sağlandığı, bunun karşılığında maddi menfaat temin edildiği, adres rehberi uygulamasının adı geçen firma tarafından 1010 dolar artı KDV fiyatına satışının yapıldığı, bu yazılımdan 1303 adet satışın gerçekleştiği, yine trafik sorgulama programının 1271 adet satışının yapıldığı, şahısların Dominand Trafik Sorgu isimli yazılımı ile Tramer bilişim sistemi alt yapısına yetkisiz ve izinsiz erişerek araç, sigorta ve poliçe bilgilerini sistemden sızdırıp yetkisiz kişilere maddi menfaat karşılığında satışının yapıldığını, adres programı yazılımı ile Türkiye’ye ait neredeyse tüm nüfus ve adres bilgilerini depolayarak istenen herkese ait nüfus ve adres bilgilerini herkese satarak güvenlik açısından kritik bilgilerin herkesin eline geçmesini sağladıkları ve bundan maddi menfaat temin ettiklerinin bildirildiği, suça konu programın … iletişim Tur. San. Ltd. Şirketi adı altında oluşturulduğu ve şirket sahibinin gerçekte sanık … olduğu ve sanıklardan …’un programı oluşturduğu, programın oluşmasında sanık …’in şifre ve kullanıcı adının kullanıldığı, sanıklardan … ve …‘ın da programın kurulmasında ve sonrasında kurulum için gerekli teknik desteği sağladıkları, sanıkların katılan kurumun bilişim sistemine girdikten sonra var olan verileri depoladıkları ve bu verileri satarak haksız menfaat elde ettiklerinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin TCK’nın 244/3-4 ve 136/1 madde ve fıkrasında düzenlenen bilişim sistemlerinin işleyişini bozma ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde, TCK’nın 243/1 maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup,…”

BİLİŞİM SUÇUNUN HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA SURETİYLE İŞLENMESİ

TCK M.244/4 Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Bu fıkra uyarınca fail, haksız çıkar sağlama suçunu işlediği zaman hem hapis cezası hem de adli para cezası ile cezalandırılacaktır.

Bilişim sistemi kullanılarak bankalardan haksız menfaat elde edilmişse bu durumda bilişim suçları suç unsuru oluşmayacaktır. TCK 158/1-f bendi gereği Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, nitelikli dolandırıcılık suç unsuru oluşacağı için fail 244/4 fıkrası gereği değil 158/1 gereği cezalandırılacaktır.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi  2017/28366 E.  2017/16515 K.

“…Nitelikli dolandırıcılık, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme ve değiştirme suçlarından sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanık … ve müdafii ile diğer sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilip, sanık … müdafiinin 01.06.2016 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşılmakla bu sanık yönünden inceleme yapılmaksızın dosya görüşülüp gereği düşünüldü. Fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların, soruşturma aşamasında evinde yapılan arama sırasında intihar ederek hayatını kaybeden … ile işbirliği yaptıkları, …’ın Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bilgisayar teknisyeni olması nedeni ile diğer sanıklar tarafından isimleri getirilen kanser hastalarının bilgilerini hastanenin bilgisayar sistemine yükleyip sahte giriş işlemleri yaptığı, aynı hastanede çalışan doktorların bilgisayarlarını kontrol etmek bahanesiyle ele geçirdiği doktor şifrelerini kullanıp pahalı olan kanser ilaçlarını bu hastaların isimlerine reçete ettiği, sanıklardan … ve …’in değişik yerlerdeki eczanelerden ilaçları alıp sanık …’nin çalıştığı …Eczanesi’ne getirdikleri, ismi geçen sanığın da bu ilaçları yasal olmayan yollardan satması neticesinde katılan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aleyhine haksız menfaat temin ettikleri olayda, sanıkların aşamalarda alınan savunmaları, tanık beyanları ve bu beyanları doğrulayan güvenlik kamerası görüntüleri, CD inceleme tutanakları ve sahte reçetelerin düzenlendiği zaman dilimine ait görüntüler ile sanıkların her bir sahte reçete tanzimi ve ilaçların alınması sırasında yaptıkları telefon görüşmelerine ait HTS kayıtlarının örtüşmesi karşısında üzerlerine atılı suçları işlediklerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir..
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık … ve müdafii ile diğer sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükümlerin ONANMASINA…”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/11-193 E. 2009/268 K.

“…Somut olayda sanıklar bir bilişim sistemine girdikten sonra, yakınanın banka üzerindeki hesabında bulunan ve parayı temsil eden verileri önceden açtırdıkları hesaba göndermişlerdir. Kanımızca bu eylem, 5237 sayılı TCK’nın 244/4. maddesinde tanımlanan, var olan verileri başka bir yere göndermek suretiyle haksız çıkar sağlanması suçunu oluşturur. TCK’da verinin taşınır mal olarak tanımlanmaması nedeniyle bu fiil hırsızlık suçuna ait norm, öncelikle uygulanması gereken asli norm niteliğini taşımaz.

 Bakırköy İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.10.2005 gün ve 218-204 sayılı hükmünün “sanığa fazla para cezası tayin edilmesi ve ağır para cezasının adli para cezasına çevrilmemesi” isabetsizliklerinden BOZULMASINA, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta, 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca da karar verilmesi mümkün bulunduğundan, yerel mahkeme hükmünün sanık hakkında bilgileri otomatik işleme tabi tutulmuş bir sistemi kullanarak hukuka aykırı yarar sağlamak suçundan, 765 sayılı TCY’nin 525/b-2 ve 59/2. maddeleri uyarınca tayin edilen sonuç cezanın, 1 yıl 8 ay hapis ve 375 YTL adli para cezası olarak saptanması suretiyle, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,…”

BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI

TCK M.245 Başkasına  ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Kart sahibinin izni olsun ya da olmasın, kartı kullanan kişinin maksadı yarar sağlamak ise  TCK 245 hükmü gereği cezalandırılır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/4402 E. 2019/15505 K.

“…Ziraat Bankası kredi kartından 360 TL tutarında para çekildiği, herhangi bir sigorta yenilenmesi veya ürün tanıtım ve satışının gerçekleşmediği somut olayda; mağdurun Ziraat Bankası Maksimum kredi kartı ile ilgili istenen tüm bilgileri sanık …’un yetkilisi olduğu şirketin çalışanı tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eylemlerine uyan TCK.nın 245/1 maddesi uyarınca banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan mahkumiyeti yerine, yeterli ve yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,…”

SAHTE BANKA VEYA KREDİ KARTI ÜRETMEK

TCK M. 245/2 ) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu fıkradaki suç unsurunun oluşabilmesi için öncelikle kişinin bir banka hesabı olması ve bu hesap ile ilişkilendirilerek sahte kart üretilmesi gerekmektedir. Mevcut hesap olmadan kişinin sadece kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle kart çıkarılması başkasının hesabı ile ilişkilendirilme olmadığı için bu suç unsurunu oluşturmayacaktır. Kullanılan belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik suç unsuru oluşabilmektedir.

Resmi belgede sahtecilik ve sahte kart üretilme suçunun farklı zamanlarda işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Bu durumda sanık, her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/11571 E. 2019/6527 K.

“…Sanıkta yapılan aramada ele geçen suça konu resmi belgelerin değişik zamanlarda düzenlediğine, suça konu….ve nolu sahte kredi kartlarının aynı bankaya ait olması ve farklı zamanlarda kopyalanıp üretildiğine ilişkin delil bulunmaması nedeni ile TCK.nın 204 ve 245/2. maddelerinden birer kez cezalandırılması yerine zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla cezalar tayin edilmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 14.bölüm-A ve B bendlerinde yer alan TCK.nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılıp A bendinde sanık hakkında TCK.nın 204/1. maddesinden sonra gelmek üzere aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sonucu verilen sonuç cezaların 2 yıl 6 ay hapis, B bendinde TCK.nın 
245/2. maddesinden sonra gelmek üzere aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 200 gün adli para cezası, TCK.nın 52/2 maddesi uyarınca tam gün karşılığı 20 liradan olmak üzere 4000 lira adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,…”

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2019/2020 E. 2019/5376 K.

“…Sanığın katılan … adına kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi suretiyle bankadan sahte kredi kartı ürettirmesi şeklindeki eyleminin, mağduru banka olup TCK’nın 245/2. maddesindeki suç kapsamında cezalandırılması gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçundan karar verilmesi,
4…Sanık hakkında HSBC’ye yönelik 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ise;
Sanığın HSBC 
bankasına başvurusu üzerine kredi kartının üretilip üretilmediği araştırılarak; üretilmiş ise eyleminin TCK’nın 245/2. maddesinde düzenlenen sahte kredi kartı üretme suçunu oluşturacağı, üretilmemiş ise sadece bankaya sahte belge ibraz etmekten ibaret eyleminin 5464 sayılı Yasaya aykırılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ile suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,…”

SAHTE OLUŞTURULAN VEYA ÜZERİNDE SAHTECİLİK YAPILAN BANKA VEYA KREDİ KARTI

TCK M. 245/3 Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu suç unsuru oluştuğu takdirde fail, hem hapis cezası hem de adli para cezası karşı karşıya kalacaktır.

TCK 245/1 fıkrasında fail, gerçekte var olan kartı elinde bulundurarak ve kullanarak yarar sağlaması sonucu suç unsuru oluşurken, 245/3 fıkrasında üzerinde sahtecilik yapılan kart ile yarar sağlaması sonucu suç unsuru oluşur ve kanunda bu suçlar için en ağır yaptırım düzenlenmiştir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2018/9689 E. 2019/15244 K.(Karşı Oy)

“…Ceza Genel Kurulunun 09.05.2017 tarih ve 2017/11-211, 2017/259, 16.04.2019 tarih ve 2015/8-960 (E), 2019/467 (K) sayılı kararlarında da, TCK.nın 245/2 maddesindeki suçun oluşabilmesi için sahte banka veya kredi kartının başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek üretilmesi veya bu şekilde üretilen kartın satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi gerektiği, kendisine kart verilmeyen kişinin kendi hesabıyla irtibatlandırarak kart üretilmesi halinde suçun oluşmayacağı ayrıca başkasına ait sahte nüfus cüzdanı kullanılarak oluşturulan sahte kart ile aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda kullanılmak suretiyle yarar sağlaması şeklindeki eylemlerin bir bütün halinde TCK.nın 245/3. maddesindeki suçu oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda, sanığın, katılan …’e ait nüfus cüzdan fotokopisine kendi resmini monte etmek suretiyle oluşturduğu sahte nüfus cüzdan fotokopisi ile Bank Asya Katılım Banka Şubesine başvurarak kredi sözleşmesi düzelemesi ve katılan adına kredi kartı çıkarılmasını sağlamak ve kullanmak suretiyle yarar sağlaması şeklinde meydana gelen olayda, TCK.nın 245/2. maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme olmaması ve yukarıda tarih ve sayıları belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları gözetildiğinde eylemin bir bütün halinde TCK.nın 245/3. maddesindeki suçu oluşturması karşısında ayrıca TCK.nın 245/2. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulmaması gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin TCK.nın 245/2. maddesi gereğince kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.”

KREDİ KARTININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇUNUN AKRABALAR TARAFINDAN İŞLENMESİ

TCK 245/4 Birinci fıkrada yer alan suçun;

  1. a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
  2. b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
  3. c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

TCK Md. 245/4 gereği kardeşe verilen kart kötüye kullanılsa ve karşı taraf zarara uğratılsa bile akrabaya, aileye vs. ceza hükümleri uygulanmayacağı kanun maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Bu fıkrada bulunan şahsi cezasızlık hükmünün TCK 245. Maddenin diğer fıkralarında uygulanması mümkün değildir. Bu durum yargıtayca bozma sebebidir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/1497 E. 2019/13513 K.

“…TCK.nın 245/4-c.maddesinde düzenlenen şahsi cezasızlık hallerinin, TCK.nın 245/2 ve 3. madde ve fıkralarında yer alan suçlar için uygulanmasının mümkün olmadığının gözetilmemesi, Yasaya aykırı, katılan … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA…”

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2016/2167 E. 2016/5440 K.

“…TCK.nun 245. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen suçun “üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın zararına işlenmiş olması halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz” hükmü karşısında; annesine ait kredi kartı ile annesinin rızası dışında para çeken sanık hakkında TCK.nun 245/4. madde ve fıkrası gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMA- SINA),…
         

YASAK CİHAZ VEYA PROGRAMLAR

TCK 245/A  Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2016/3214 E. 2016/10758 K.

“…Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
Sanığın katılan bankanın ATM cihazına yerleştirdikleri düzenekle, işlem yapmaya gelen kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak ve şifrelerini elde etmeye çalışmaktan ibaret eyleminde; bilişim sisteminin parçası olan ATM üzerinde gerçekleştirdiği hareketlerinin ayrıntılı olarak tespiti ve bu hareketin suça konu bankanın bilişim sisteminin bir parçası olan ATM’nin kısa süreli de olsa çalışmasına engel teşkil edip etmediği, bağlı bulunduğu bilişim sistemine (sistemin engellenmesi veya bozulması gibi) bir zarar verip vermediği hususları ilgili banka şubesinden sorulup, sanığın eyleminin “bilişim sistemini engelleme veya bozmak”, “mala zarar vermek” ve 07.04.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6698 sayılı Yasanın 30. maddesi ile TCK’ya eklenen 245/A maddesinin karşılaştırılması ile sonucuna göre hüküm kurulması yerine uygulama yeri bulunmayan TCK.nun 245/2, 35. maddelerinden hüküm kurulması,  Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA…”

BİLİŞİM SUÇLARINDA ETKİN PİŞMANLIK

Bilişim suçlarında etkin pişmanlık TCK’nun 245/5 fıkrasında “Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bilişim suçlarından doğan suçlarda etkin pişmanlık hükümlerine göre faile ceza indirimi yapılması mümkündür. Fakat 245. Maddede düzenlenen Banka veya kredi kartlarının sahibinin izni olmadan kullanılması halinde bilişim suçunun oluşmasında eğer şartları yerine getiriyorsa etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.

TCK 168 e göre; Kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

BİLİŞİM SUÇLARINDA ŞİKAYET VE ZAMAN AŞIMI

Şikayete tabii suçlardan olmayıp savcılık tarafından re’sen soruşturulan suç tipidir. Dolayısıyla mağdurun şikayetten vazgeçmesi durumunda ceza davasının düşmesi mümkün değildir.

Zaman aşımı süresi, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıldır. Bu süre içerisinde kamu davası açılmaz veya sonuçlandırılmaz ise artık failin işlediği suçun kovuşturma ve ya soruşturması yapılamayacaktır.