Top
0(212) 247 21 02

Hakaret Suçu Nedir?

Bireyin tam olarak korunabilmesi için maddi varlığının yanında manevi varlığının da bütün olarak korunması gerekmektedir. Kişinin hayatı ve vücut bütünlüğü kadar haysiyeti ve onuru da önemlidir. Ceza kanunu insanın maddi ve manevi varlığını koruma altına almıştır. Bu kapsamda TCK m.125/1’ e göre; ‘’Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden … veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç̧ aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç̧ kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.’’ hakaret suçunun tanımı yapılmıştır. Eski ceza kanununda hakaret ve sövme suçu olarak ikili bir ayrıma yer verilmişti. 5237 sayılı TCK’da ise hakaret ve sövme fiilleri tek bir madde başlığı altında düzenlenmiştir.

Hakaret suçu bakımından korunan hukuksal yarar kişinin şerefi ve diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Suçun faili bakımında herhangi bir özellik aranmamıştır, faili herkes olabilir. Buna karşılık tüzel kişilerin bu suçun faili olmasını TCK kabul etmemiştir. TCK m. 125/1’de ‘’bir kimseye’’ denilmek suretiyle ifadesi hakaret suçunun mağdurun da herhangi biri olabileceğini göstermektedir. Mağdurun belirli veya belirlenebilir ve yaşayan bir kişi olması gerekir. Eğer ölmüş bir kişiye hakaret suçu gerçekleşmiş ise bu durumda TCK m.130 Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu söz konusu olur. TCK md. 126’ya göre: Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.  Mağdurun Cumhurbaşkanı olması durumunda, daha ağır ceza öngören TCK md. 299’daki ‘’Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ hükmü uygulanacaktır.

Hakaret Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma        

Nitelikli hakaret suçu takibi şikâyete tabi değildir. Bu nedenle hakaret suçunun nitelikli hallerinde cumhuriyet savcılığı resen soruşturma açar herhangi bir şikâyet süre sınırlaması yoktur.

Basit hakaret suçu ise takibi şikâyete bağlı suçlar içerisinde yer alır. Suçun mağduru hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 ay, en geç dava zamanaşımı süresi içerisinde, şikâyet hakkını kullanmak zorundadır. Basit hakaret suçu taraflar arasında uzlaştırma uygulanmasını gerektiren suçlar arasındadır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, soruşturma ve kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürü uygulanır, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilir. Kamu görevlisine ve Cumhurbaşkanına hakaret suçu, takibi şikâyete bağlı suçlardan olmadığı için uzlaştırma kapsamında değildir.

Hakaret Suçunun Unsurları

1-Başkasının Onur, Şeref ve Saygınlığını Rencide Edebilecek Nitelikte Olması

Hakaret suçu kapsamında yapılan isnadın başkasının onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Hakaretin bu niteliği taşıması yeterlidir gerçekten mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide etmesi aranmaz. Bu kapsamda bir isnadın hakaret suçu olup olmadığını değerlendirirken Türk toplumunda geçerli ortalama örf ve âdet kuralları ile fiilin işlendiği sırada geçerli olan değer yargıları dikkate alınır. İsnat edilen fiilin onur kırıcı nitelikte olmadığı değerlendirilirken kişiler arasındaki ilişki, mağdurun sosyal konumu, sıfatı ve fiilin işlenmesi sırasındaki şartlar göz önünde tutulur.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17600 Esas, 2018/16681 Karar

‘’…sanık, polis memuruna ‘’Sen bunu gıcıklığına yapıyorsun, sen bu plakaya bilerek ceza yazıyorsun” demiştir. Bunun üzerine mağdur polis memuru sanık hakkında şikayetçi olmuştur.

Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Mahkûmiyet kararına ilişkin temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde, hakaretin küçük düşürücü nitelikte olduğu, kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olması gerektiğini belirtmiştir. Saygınlığı rencide etmeyen boyutta olması halinde sövmek fiili oluşturacağını belirtmiştir. Sanığın kullanmış olduğu cümlelerin onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek boyutta olmadığını ve mahkûmiyet kararının oluşmadığından bahisle beraat kararı vermesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu mahkûmiyet kararını doğru bulmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kurmuş olduğu mahkûmiyet kararına karşılık oy birliği ile bozma kararı vermiştir.’’

 

2- Somut Bir Fiil veya Olgu İsnat Etmek veya Sövmek

Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik haklardandır. ‘Somut bir fiil veya isnat etmek’ gerçekleşmiş bir olayın veya fiilin mağdura yüklenmesidir. Fiil ve olgunun isnat edilmesi yeterli değildir. Aynı zamanda da doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkarabilmek için ispatlanması mümkün yani somut olması gerekmektedir. Somut fiil ve olgunun varlığından söz edebilmek için fiili diğerlerinden ayırmaya yetecek ölçüde somutlaştırılmış olması yeterlidir. Ayrıca isnat edilen fiilin tüm özelliklerini belirtmeye gerek yoktur.  Hakaret suçunun fiil unsuru herhangi bir davranışla gerçekleştirilebilir. (Sözle, görüntüyle yazıyla vb.)

Sövmede ise ‘somut bir fiil veya olgu ’isnadı yoktur. Sövmek bir kimse hakkında onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek şekilde olumsuz değer yargısı belirtilmesidir. (Aptal, karaktersiz gibi) İhmali hareketle işlenmesi mümkün değildir. Suç ancak icrai hareketle işlenebilir. Hakaretin şarta veya olasılığa bağlı olması söz konusu değildir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi E. 2015/11227 K. 2016/14515 T. 19.9.2016  Katılanın sanığa göndermiş olduğu mesajda hakkını helal etmeyeceğine yönelik ifadesine sanığın “…bende hakkın varsa Allah rızası için etme, edersen şerefsizsin…” diyerek karşılık verdiğinin anlaşılması karşısında, isnadın şarta bağlı veya bir olasılık halinde dile getirildiği, hakaret etme kastıyla hareket edilmediği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,… hükmün bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.

3- Hakaretin Huzurda veya Gıyapta(ihtilat) Gerçekleştirilmiş Olması

Suçun huzurda işlenmiş sayılabilmesi için zorunlu olarak fail ve mağdurun yüz yüze gelmiş olmasına gerek yoktur. Söylenen sözün herhangi bir aracı olmadan doğrudan doğruya mağdur tarafından öğrenilmiş veya mağdurun duymasını sağlayacak şekilde dile getirilmiş olması gerekir. Suçun bazı araçlar kullanılarak işitilmesi yani aynı anda söylenen hakareti mağdurun duymasını sağlayacak araçlar da huzura eşit sayılmıştır. (Sesli, yazılı, görüntülü ileti, mektup, cep telefonu) Sözün uzakta söylenmiş veya mağdurun işitme engeli nedeniyle hakaret içeren sözü duyamamış olması durumunda bu koşul gerçekleşmiş olmaz, ihtilat olmadığı için de fail cezalandırılmaz. Basın yoluyla işlenmesi halinde doğrudan mağdur muhatap alınmadığı için huzura eşit sayılmaz.  Huzurda söylenen hakaret birden fazla kişi tarafından duyulmuş ise aleniyet nitelikli hali duruma göre uygulanabilir.

Hakaretin mağdurun gıyabında işlenmesi halinde cezalandırılabilmesi için suçun en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. İhtilat edilecek kişilerin söylenen sözün hakaret olduğunu anlayabilecek durumda olması gerekir. Hakaret edenin kendisi söz konusu üç kişiye dahil değildir. Önemli olan üç kişinin hakareti öğrenmiş olmasıdır, aynı yerde olmaları şart değildir. Failin ihtilat için aranan asgari sayıdaki kişilere, mağdura isnat ettiği fiil veya olguyu söz, yazı veya herhangi bir başka araçla bildirerek gerçekleştirmesi de mümkündür.

  1. Ceza Dairesi         2019/7840 E.  ,  2020/613 K.

‘’..Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanığın, tanık …’nin iş yerine gelerek tanıklar …,…., …, …’nin de bulunduğu sırada mağdurlara yönelik hakaret ettiğinin tanıklar tarafından doğrulanması karşısında, her altı tanığın da hakareti bizzat anlamaları ve vakıf olmaları nedeniyle, gıyapta hakaret suçu için öngörülen “en az üç kişiyle ihtilat” öğesinin oluştuğu gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğ nameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi.’’

 

Hakaret Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme

Hakaret suçu için yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir

Görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemesidir.

 

Hakaret Suçunun Cezası Nedir?

 

Hakaret suçunun cezası, suçun işleniş şeklinin basit veya nitelikli olmasına göre farklılık gösterir. Hakaret suçun basit şeklinde, fail 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

Suçun basit şeklinde her iki cezanın aynı anda verilmesi mümkün değildir. Hâkim ya hapis cezası ya da adli para cezası verebilir ve kararında neden hapis cezası veya adli para cezası verdiğini de açıkça gerekçelendirmek zorundadır.

 

Hakaret Suçunun Nitelikli Halleri ve Cezası (TCK md.125)

Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

  1. Ceza Dairesi         2019/1065 E.  ,  2020/1987 K.

‘’…1- Zafer Bayramı töreninde kullanılacak silah ve şarjörlerin talimatına rağmen bakımsız bırakılmasına sinirlenen sanığın katılana hakaret etmesi biçiminde gerçekleşen eyleminde, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nn 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2- Sanığın eyleminin TCK’nın 125/3-a maddesindeki kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin TCK’nın 125/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi,
…Kanuna aykırı
, sanık … ve hükmü temyiz etmeye yetkili Askeri Kıta Komutanının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi.’’

  1. b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

 

  1. c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
  2. Ceza Dairesi         2017/11939 E.  ,  2019/14076 K.

 

‘’…Sanığın koğuşta bulunan Kuran-ı Kerim’i gizlice tuvalete atması şeklindeki eyleminde TCK.nın 125/3-c maddesindeki belirtilen kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere yönelik hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.’’

 

 

Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

  1. Ceza Dairesi         2019/191 E.  ,  2020/2101 K.

TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, katılanların evinin önünün aleni yer olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,…. Kanuna aykırı ve sanık …’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğ nameye uygun HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi.

 

 

Daha Az Cezayı Gerektiren ya da Ceza Verilmesine Gerek Duyulmayan Haller

 

1- Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/8338 Esas, 2018/15702 Karar

‘’…Bunun yanında sanığın haksız fiile tepki olarak hakaret ettiği belirtilmiş, ancak katılanın hangi fiili haksız eylem olarak nitelendirildiği de belirtilmemiştir. Mahkeme tarafından haksız eylemin açıklanması gerektiği de belirtilmiştir. Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin kararını eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile verilerek ceza verilmesinden vazgeçilmesi yönünde verilen kararı doğru bulmamıştır. Karşılıklı hakaret olduğunun anlaşılması halinde ceza verilmesinden vazgeçilmesi yerine ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme tarafından verilen hükme karşılık bozma kararı verilmiştir.’’

 

2- Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

  1. Ceza Dairesi         2018/2433 E.  ,  2019/16704 K.

Hakaret suçundan kurulan hükmün gerekçesinde, eylemin haksız fiile tepki olarak işlendiği kabul edilerek TCK’nın 129/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtildikten sonra hüküm fıkrasında, hakaretin karşılıklı olması nedeniyle TCK’nın 129/3. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye düşülmesi,
Kanuna aykırı ve sanık … ile katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğ nameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi. 

 

3- Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

  1. Ceza Dairesi         2018/7949 E.  ,  2020/1683 K.

‘’..Sanıkların olayın başlamasıyla ilgili olarak birbirlerini suçlamaları, olayın başlangıcını gören tarafsız tanık bulunmaması ve sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde suçun karşılıklı işlendiğinin kabulü ile TCK’nın 129. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanması karşısında, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin, kasten yaralama suçu açısından TCK’nın 29. maddesinin uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğ nameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA oy birliğiyle karar verildi.’’

 

Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Hakaret Suçu Bakımından İsnadın İspatı

İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.

 

Hakaret Suçunda İddia ve Savunma Dokunulmazlığı

 

Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.

  1. Ceza Dairesi         2019/8181 E.  ,  2020/4422 K.

TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen ve Anayasa’nın 36. maddesiyle de güvence altına alınan iddia ve savunma dokunulmazlığı; şahısların yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde, serbestçe ve hiçbir endişenin etkisi altında kalmaksızın haklarını özgürce iddia edebilmeleri veya kendilerini savunabilmeleri imkanının sağlanmasını ifade eder. Somut olayda; sanığın görülmekte olan başka bir davada katılanı kastederek iddianamede belirtilen sözleri söylemesi şeklindeki eylemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğ nameye kısmen uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi.

 

Hangi Kelimeler Hakarettir?

Hangi kelimelerin hakaret olarak kabul edileceği kanunda tek tek sayılmamıştır.

Ancak hakaret suçunun işlenebilmesi için sarf edilen sözlerin, mağdurun şerefini, onurunu, itibarını zedeleyecek veya kişiyi küçük düşürecek sözler olmalıdır. Mahkeme tarafından, taraflar arasında gerçekleşen olay veya durumda suçun failinin hakaret etme kastı ile hareket edip etmediği, sözlerin hakaret niteliği taşıyıp taşımadığı incelenecektir. Bireyde bulunan psikolojik problem veya kendi elinde olmayan bir engeli hakkında küçük düşürücü nitelikteki sözler de hakaret suçunu oluşturur. Örneğin: ‘’şaşı’’, ‘’topal’’, “kambur”, “psikopat’’ gibi sözler kişiyi küçük düşürücü nitelikte olduğu için hakaret suçunu oluşturur.

Beddua veya kötü temenni niteliğindeki sözler ile nazik olmayan tutumla gerçekleştirilen davranışlar, hakaret suçunu meydana getirmez.  Örneğin; ‘’Defol git!’’, ‘’Allah senin belanı versin”, “Terbiyesiz”, ‘’Yarını göremezsin inşallah’’, ‘’Allah senin canını alsın da kurtulayım’’ gibi sözler hakaret suçunun oluşması için yeterli ağırlığa sahip değildirler.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre normal bir kişiye göre hakaret boyutunda kabul edilebilecek ağır eleştirilerin icra ettikleri işler sebebiyle toplum tarafından tanınan siyaset ile uğraşan kişi, yazar, futbolcu, politikacı, sanatçı, televizyoncu vb. kişilere yönelik gerçekleştirilmesi halinde eleştiri olarak kabul edilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Yani bir politikacıya “Bu memleketi yediniz bitirdiniz, beş para etmezler” ya da” Bunların hepsi hırsız” gibi söylemler hakaret yerine eleştiri olarak kabul edilir. Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesinde sövmenin yani küfür etmenin hakaret niteliği taşıdığı belirtilmiştir.

  1. Ceza Dairesi         2018/2646 E.  ,  2019/15464 K.

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, “Allah belanı versin” şeklindeki beddua niteliğinde olan sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı
ve sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmekle, tebliğ nameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA,oy birliğiyle karar verildi.

 

 

Hakaret Suçu Tazminat Davası

 

Uğramış olduğu haksız eylem nedeniyle maddi ya da manevi zararının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişi tarafından tazminat davası açılabilir. Hakaret suçu için de aynı durum geçerlidir. Mağdur meydana gelen zararın tazmini faile yönelik maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Hakaret suçu ile kişinin onur, şeref ve saygınlığının zedelenmesi manevi yönden bir zarara uğramasına neden olabilir.  Hakaret suçu nedeniyle genellikle manevi zarar ortaya çıkmakla beraber maddi zararın da doğması mümkündür. Türk Borçlar Kanunu’na göre haksız fiil sonucundan doğan bir zararın giderilmesi için bir yıllık zamanaşımı süresinin aşılmaması gerekmektedir. Manevi tazminat davasının açılabilmesi hakaret suçunun üzerinden bir yıldan fazla süre geçmemiş olması gerekir.

  1. Hukuk Dairesi         2017/907 E. ,  2019/6261 K.

‘’…Şu durumda; davalının hakaret suçunu işlediği ceza yargılamasıyla sabit olup, ceza yargılamasındaki kesinleşen vakıalar ve talep birlikte değerlendirilerek uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA oy birliğiyle karar verildi.’’