Top
0(212) 247 21 02

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE CEZASI

Türk Ceza Kanunun Hürriyete Karşı Suçlar başlığı altında Md. 109’da “Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. “ Şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi   2014/14347 E.  2017/2048 K.

“…Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’a yönelik niteklikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar … ve … savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 6. Ceza Dairesi  2017/23 E.  2017/235 K.

“…Sanıklar … ve …hakkında kurulan hükümlerin onanmasına, sanık … (…) hakkında kurulan hükmün ise; “Oluş ve dosya kapsamına göre, sanık … …’ın diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip olay öncesinde yakınanın bulunduğu aracı sanık … ile birlikte takip ettiği, sanık …’in yakınanın bulunduğu araca binmesinden sonra kendi aracıyla izlediği, yağma eylemi tamamlanıp sanık … araçtan indikten sonra sanığı tekrar araca alıp olay yerinden kaçırdığı ve sanık …’in suçta kullandığı kuru sıkı tabancayı alarak evinde saklamak suretiyle yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına katıldığının anlaşılması karşısında; eylemi sübut bulan sanık … … hakkında yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,” şeklinde bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir…”

CEBİR, TEHDİT VEYA HİLE KULLANARAK KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE CEZASI

TCK 109/2 Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi   2019/2534 E.  2020/133 K.

“..Sanıkların eylemlerini fikir ve eylem birliği içinde ele geçirilemeyen kuru sıkı tabanca ve bıçak ile mağduru tehdit etmek suretiyle ve çocuğa yönelik gerçekleştirdikleri halde, haklarında ceza tayin olunurken TCK’nın 109/3-a,f fıkralarının uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine,
suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık …’ın bir nedene dayanmayan, sanıklar … müdafii ve sanık … müdafinin sübuta, katılanın çelişkili beyanlarda bulunduğuna ve lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik, sanık …’ın ise sübuta yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 07.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 14. Ceza Dairesi  2014/4278 E. 2016/1802 K.

Ondokuz yaşı içerisinde bulunan katılanın aşamalardaki anlatımları ile bu beyanları doğrulayan doktor raporları, olaydan hemen sonra katılanın şikayette bulunması ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın olay günü işyerinden çıkan katılanı evine bırakmayı teklif etmesi üzerine, teklifini kabul eden katılanı motorsikletine bindirmesinin ardından, onu hileyle ormanlık bir alana götürdüğü ve burada birlikte bira içtiği katılana saldırıp, direncini kırdıktan sonra organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu sabit olduğundan, sanığın unsurları itibariyle gerçekleşen atılı suçlardan dolayı 5237 sayılı TCK’nın 102/2, 109/2, 109/5. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek dosya kapsamı ile bağdaşmayan yazılı gerekçeyle beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

TCK Md. 109/3 Bu suçun;

  1. a) Silahla,
  2. b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  3. c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
  4. d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
  5. e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
  6. f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN SİLAHLA İŞLENMESİ

TCK 109/3-a  hükmü gereği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun silahla işlenmesi durumunda ceza bir kat artırılacaktır. Bu durumda sanık hakkında verilecek ceza hükmü 2 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olacaktır.

Bu madde de silah olarak sadece patlayıcı maddeler baz alınmamakla beraber TCK Md.6/f bendinde silah kavramının üzerinde durularak silah sayılabilecek aletler şu şekilde sıralanmışır.

Silah deyiminden;

  1. Ateşli silahlar,
  2. Patlayıcı maddeler,
  3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
  4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
  5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,

Bu kanun maddesi gereğince yukarıda sayılan maddeler silah olarak sayılacaktır.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi  2019/5423 E.  2019/5501 K.

“…Sanıkların mensup oldukları örgütün yönetimi tarafından planlanıp, örgütsel faaliyet kapsamında icra edilen anayasayı ihlal suçuna ilişkin olarak olay günü ortaya koydukları davranışlar itibariyle planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek konusu suç teşkil ettiği açıkça anlaşılan emirler doğrultusunda ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren, sanıklar …,…, …, …, …’ın suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduklarının kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK’nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair verilen hükümlerde;
Sanıklar …, …, …,…, …’nın müşterek fail sıfatıyla hürriyetten 
yoksun bırakma suçunu icra ettiklerine ilişkin kararda;
Bir isabetsizlik bulunmadığından;…”

Yargıtay 6. Ceza Dairesi         2019/2223 E.  ,  2019/5041 K.

“…Aynı mağdurun, değişik zamanlarda, aynı suç işleme kararıyla hürriyetinden yoksun bırakılması halinde 5237 sayılı TCY’nin 43. maddesinin 1. fıkrası, failin aynı suç işleme kararının icrası düşüncesiyle, tek bir fiille birden fazla kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakması halinde ise aynı maddenin 2. fıkrası uygulama olanağı bulunacaktır. Örnek olarak, Yargıtay 14. Ceza Dairesi 26/06/2018 günlü, 2018/4627 karar sayılı ilamında, “mağdureleri alıkoyma eyleminin tek fiille birden fazla mağdureye yönelik işlenmesi nedeniyle zincirleme şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek sanığın TCK’nin 109/2-3-a, 43/2. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mağdure sayısınca hükümler kurulması” gerekçesiyle hükmü bozmuştur…”

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN KENDİNİ SAVUNAMAYACAK DURUMDA OLAN KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ

TCK 109/3-f  hükmü gereği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, işlenmesi durumunda ceza bir kat artırılacaktır. Bu durumda sanık hakkında verilecek ceza hükmü 2 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olacaktır.

18 Yaşından küçük herkes kanunlara göre çocuk sayılmaktadır ve çocuklar kendini savunamayacak kadar çaresizdir. Çocukların yanı sıra zihinsel engeli bulunan veya bedenen engelli olan ve yahut yaşlılara karşı ilenen suçlarda bu kanun maddesi kapsamında değerlendirilmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/307 E. 2015/8 K.

“…Sanığın 15 yaşından küçük mağdureyi evlenmek amacıyla rızasıyla kaçırıp yakın başka bir ildeki akrabalarının evine götürerek orada bir müddet alıkoyduğu somut olayda, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleşmiş olsa bu eylem TCK’nun 109/1, 109/3-f, 109/5. maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece mağdurenin sanıkla gönüllü olarak kaçması, sanığın mağdureye yönelik hukuka aykırı herhangi bir eyleminin olmaması gerekçeleriyle eylemin çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğundan bahisle…”

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/8709 E. 2019/13048 K.

“..Oluşa ve dosya kapsamına göre; hükümlülerin, aynı suç işleme kararlarının icrası kapsamında yaşı küçük mağdurları arabalarına alıp alıkoymaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin tek fiille birden fazla mağdureye yönelik işlenmesi nedeniyle zincirleme şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek TCK.nın 109/2, 3-b,f, 43/2, 110. ve 62. maddeleri uyarınca mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mağdure sayısınca hükümler kurulması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden …3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.02.2013 gün,…. sayılı kararlarının CMK.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA…”

CİNSEL AMAÇLA KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU

TCK Md. 109/5 hükmü gereği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi   2019/2204 E.  2019/2622 K.

“…Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanıklar müdafilerinin, eylemin cinsel amaçla gerçekleştirilmediğine, sanık … hakkında hata hükümleri uygulanması gerektiği ve eyleme iştirakının yardım eden konumunda olması nedeniyle TCK 109/3-b fıkrasının yasal unsurlarının oluşmadığı yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 302/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin esastan REDDİNE, 25.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.”

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA KASTEN YARALAMA

TCK Md. 109/6 ) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/5833 E. 2017/5286 K.

Dosya kapsamına uygun şekilde sanık …’in, mağdure …’ya yönelik kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir unsuru içinde kaldığı kabul edilerek bu suçtan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,

Sanıklar haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

 

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/2501 E. 2017/4209 K.

Sanık … hakkında mağdure…’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sanık …’un mağdure …’ya yönelik eylemlerinin bütün halinde TCK’nın 109 /2. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu ve kasten yaralamanın bu suçun cebir unsuru içinde kaldığı gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca kasten yaralama suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,

SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI

Anayasamızın 36. Maddesin de hüküm altına alınan kanun maddesi şu şekildedir. “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere herkes, kendisini ilgilendiren davaya katılmak ve dava ile ilgili cevap verme , delil sunma  ve savunma yapma hakkına sahiptir. Sanığın savunması alınmadan hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması olacaktır. Bur durum yargıtayca bozma sebebidir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi   2019/9269 E. 2019/6834 K.

CMUK’nın 231/11. maddesi uyarınca duruşma açılıp sanığın haberdar edilmesi ve ayrıca gelmediği taktirde duruşmaya devamla hüküm kurulacağı hususunda bildirim yapılması gerekirken; sanığın bilinen en son adresine yapılan duruşma tebligatının adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine duruşma günü usulüne uygun şekilde bildirilmeden yokluğunda yargılama yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,

MAĞDURUN EKONOMİK KAYBINA NEDEN OLMASI HALİNDE ADLİ PARA CEZASI

TCK 109/4 hükmünde bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.  Adli para cezası hapis cezasından ayrıca verilecek olan yaptırımdır. Sanığın suçunun Adli para cezası verilince hapis cezasından beraat etmesi mümkün değildir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi  2019/6396 E. 2020/115 K.

Sanık hakkında CMUK.nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezasının 1.500,00 TL adli para cezası üzerinden infazına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu miktarın sonuç ceza olarak hükmedilmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 8. fıkrası tamamen çıkarılarak yerine “CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın cezasının 1.500,00 TL adli para cezası üzerinden infazına,” ibaresinin yazılması sureti ile sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

ETKİN PİŞMANLIK

TCK Md. 110 Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1- Suçun tamamlanmış olması gerekir. Suç tamamlanmadan, başka bir ifadeyle icra hareketleri devam ederken failin mağduru serbest bırakması durumunda etkin pişmanlık değil gönüllü vazgeçme söz konusu olacaktır.
2- Failin, mağduru suç nedeniyle hakkında soruşturmaya başlanmadan evvel serbest bırakması gerekmektedir.
3- Failin, mağduru herhangi bir baskı veya zorlama olmaksızın, gerçek bir pişmanlık sonucu kendiliğinden serbest bırakması gerekir. Failin mağduru hangi nedenlerle bıraktığının önemi yoktur. Önemli olan herhangi bir dış zorlama bulunmaksızın mağdurun özgür iradeyle serbest bırakılmasıdır.
4- Mağdurun, fail tarafından serbest bırakılması gerekmektedir. Mağdurun sanığın elinden kaçması veya olayı haber alan kolluk görevlileri veya başkaları tarafından bulunduğu yerden alınması hâlinde bu hüküm uygulanamayacaktır. Ayrıca failin mağduru “Halkın içine çıkabilecek bir hâlde” serbest bırakması gerekir. Örneğin çıplak vaziyette bırakma, Kanun’un aradığı anlamda serbest bırakma olarak kabul edilemeyecektir.
5- Failin mağduru güvenli bir mahalde serbest bırakması gerekmektedir.
6- Failin mağdurun şahsına bir zarar vermemiş olması gerekir.

ŞİKAYET VE ZAMAN AŞIMI SÜRESİ

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu şikayete tabi suçlardan değildir. Savcılık makamı re’sen soruşturma başlatıp kovuşturma aşamasına geçmektedir. Şikayetten vazgeçilmesi durumunda dava düşmeyecek ve kamu davasına dönüşecektir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu zaman aşımı süresi; TCK Md. 66/1-e maddesinde “Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla dava zaman aşımı süresi bu suçlar için 8 yıldır.

Suçun nitelikli hali işlendiğinde bu suç için  TCK Md. 66/1- d “Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl” hükmü gereği zaman aşımı süresi 15 yıldır.